Millî Eğitim Bakanlığı, bu yıl ilk defa uyguladığı düzenlemeyle birinci, beşinci ve dokuzuncu sınıflarda şube seçimlerini kendisi belirledi. Öğretmen seçiminde yaşanan sorunları çözmeyi hedefleyen uygulama, kaynaştırma öğrencileri ve beşinci sınıflarda lisan sınıflarına gönderilecek öğrencilerde karmaşaya neden oldu.
Sınıf şubesi, bir okulda birebir düzeydeki öğrencilerin A, B, C üzere harflerle ayrılmasına ‘şube’ deniyor. Bir sınıf şubesinde en fazla 40 öğrencinin olması gerekiyor.
Millî Eğitim Bakanlığı’nın bu yıl birinci sefer başlattığı uygulamayla, birinci, beşinci ve dokuzuncu sınıflarda öğrencilerin gidecekleri sınıf şubeleri, okul yönetimi yerine bakanlık tarafından belirlendi. Bakanlık, bu uygulamayla geçmiş yıllarda yaşanan birinci sınıflarda velilerin öğretmen seçmesini ve öğretmen seçiminde para ödenmesini engellemeyi hedefliyor. Eğitimcilere nazaran, velilerin öğretmen seçmek istemesi bakanlığın öğretmenler ortasında kontratlı, takımlı, fiyatlı, uzman, başöğretmen olarak statü farkı yaratmasından ve velilerin çocuklarına ‘nitelikli’ eğitim aldırma tasasından kaynaklanıyor.
Öğretmen seçimini engellemek için şubelerin bakanlıkça belirlenmesi birtakım problemleri da beraberinde getirdi.
AYNI SINIFTA BİRDEN FAZLA KAYNAŞTIRMA ÖĞRENCİSİ DENK GELDİ
Öğrenme zahmeti çeken öğrenciler üzere özel eğitime muhtaçlığı olan öğrencilerin kendi yaşıtlarıyla birlikte eğitim almasına ‘kaynaştırma’ deniyor. Her sınıfta bir kaynaştırma öğrencisi olması gerekirken bakanlık tarafından belirlenen sınıfların bazısında birden fazla kaynaştırma öğrencisi denk geldi. Bu durum öğretmen açısından sınıf yönetimini zorlaştırıyor.
Beşinci sınıflarda ise yabancı lisan yüklü eğitim programı kapsamında lisan sınıflarını seçen birtakım öğrenciler, bakanlığın belirlemesiyle olağan sınıflara, olağan sınıfta olması gereken öğrenciler ise lisan sınıflarına gönderildi. Bundan ötürü birtakım okullarda öğrencilerin gideceği sınıfın hala daha belirlenemediği ve öğrencilerin öteki sınıfa geçmek zorunda kalacağı belirtiliyor. Bu da okullarda eğitimin aksamasına neden oluyor.
Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak ‘ÖĞRETMEN SEÇİMİNİN ENGELLEMESİ HEDEFLENİYOR’
Eğitim Sen Bursa Şube Başkanı Derviş Erdem, amacın öğretmen seçimini engellemek olmasına karşın “Engellediğini söyleyemeyiz” diyor. Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak ise öğretmen seçimini ortadan kaldırmasının amaçlanması, idarecilerin öğretmen seçimini fırsata çevirerek para istemesinin önüne geçilmesi nedeniyle bakanlık tarafından şubelerin belirlenmesini desteklediklerini belirtiyor. Lakin birden fazla kaynaştırma öğrencisinin birebir sınıfa denk gelmesi nedeniyle karışıklığa sebep olduğunu tabir eden Irmak, bunun da bir ay içerisinde bakanlık tarafından yine bir düzenleme yapılacağının bilgisini aldıklarını söylüyor.
Veli-Der Genel Başkanı Ömer Yılmaz ‘VELİ, UZMAN ÖĞRETMEN OLMASINI İSTİYOR’
Veli-Der Genel Lideri Ömer Yılmaz, asıl yanlışın öğretmenlerin fiyatlı, kontratlı, takımlı, uzman, başöğretmen diye statülere ayrılması olduğunu vurguluyor. “Veli, uzman öğretmen olmasını istiyor. Çünkü çocuğunun daha güzel bir eğitim alacağını düşünüyor” diyen Yılmaz, yapılanı gerçek bir uygulama olarak görmediklerini belirtiyor.
Yılmaz, “Bakanlık, öğretmenler ortasında yarattığı statü farklılığı sıkıntısını, şubeleri belirleyerek çözmeye çalışıyor” diyerek okulların kendi kaidelerine nazaran şubelerin belirlenmesini ve okul yönetiminin demokratik bir tavır sergilemesi gerektiğini savunuyor. Yılmaz, şubelerin oluşmasında sorun olduğu durumlarda eğitim öğretimdeki yıllık uygulanması gereken programların aksayarak başladığını, bunun da eğitim hakkı ihlaline neden olduğunu belirtiyor.
Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay ‘VELİ-ÖĞRETMEN ORTASINDAKİ TARTIŞMALARI BÜYÜTEBİLİR’
Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay, okullar ve öğretmenler ortasında açılan farktan ötürü velilerin de daha âlâ eğitim verileceğini düşündükleri okulları ve öğretmenleri tercih ettiklerini söylüyor. “Öğretmenini kontratlı, takımlı, uzman, başöğretmen diye ayıran anlayış velide de ‘bu daha yeterli öğretmen’ algısını yaratıyor” diyen Özbay, bakanlığın kendi yarattığı bir sorunu öbür sıkıntıları ortaya çıkaracak bir uygulamayla çözmeye çalıştığını belirtiyor.
Özbay, “İyi öğretmen-kötü öğretmen algısı devam ettiği sürece, okullar ortasında eşitlik sağlanmadığı sürece kesin bir tahlil sağlanamaz. Veli- öğretmen arasındaki tartışmaları büyütebilir diye düşünüyorum” diyor.
